30 Nisan 2016 Cumartesi

ADDIE Öğretim Tasarımı Modeli

Posted by Unknown on 07:37 with No comments
ADDIE Tasarım Modeli nedir?
ADDIE tasarım modeli, eğitsel bir materyalin planlanmasından oluşturulmasına, oluşturulmasından uygulanmasına ve son olarak değerlendirilmesine kadar, içerisine aynı zamanda öğreneni, öğreteni ve hatta dış etkenleri de alan bir öğretim tasarımı modelidir. ADDIE ismi, modelin içerdiği basamaklardan gelmektedir. Bu basamaklarda yazılan raporlar, uygulanan anketler ve söyleşiler tasarlanacak olan dersin güvenilir veriler üzerine inşaa edilmesini sağlamakla birlikte; tasarımcıya bir kaynak oluşturmaktadır.

·         Analiz ( Analysis )
·         Tasarım ( Design )
·         Geliştirme ( Development )
·         Uygulama ( Implementation )
·         Değerlendirme ( Evaluation )

 ADDIE modeli ismini aşamalarının İngilizce isimlerinin baş harflerinden almıştır. ADDIE modelinde temel alınan üç soru vardır:

·         Nereye gitmek istiyoruz?
·         Oraya nasıl gideriz?
·         Oraya geldiğimizi nasıl anlarız?

İşte bu soruların cevabına modelin beş aşamasını da sistematik bir şekilde uygulayarak ulaşabiliriz. Bu aşamaları kısaca özetleyelim:
Analiz(Analysis)
Hemen hemen herkes bilir ki; üretimin olduğu yerde “PLAN” vardır. İşte ADDIE modelindeki plan kısmı Analiz aşamasıdır. Analiz aşaması, inşa edilecek bir binanın temeli gibi düşünülse az değildir. Öğretimde gerek öğreteni; gerekse öğreneni ilgilendirecek ve etkileyecek her unsur incelenmelidir.
Analiz aşamasında incelenmesi gereken unsurlar:
·         Öğrencilerin dersten alması gereken kazanımlar,
·         İhtiyaç analizi,
·         Öğrenci analizi,
·         Öğrenmenin gerçekleşeceği ortam analizi,
·         İçerik analizi,
·         Medya analizi şeklindedir.
Yukarıda saymış olduğum unsurların incelemeleri, bu incelemelerin yapıldığı kaynaklar ve belgeler Analiz Raporu olarak düzenli bir hale getirilmektedir.

Tasarım (Design)
Analizi yapılan öğretimin, ikinci aşaması tasarımdır. Modelin tasarım aşamasında, öğretimin tasarımı planlanır ve ilk tasarımlar yapılır. Bu aşamada hazırlanan tasarımlar ve tasarımda kullanılacak unsurlar, analiz aşamasında elde edilen ihtiyaç verilerini karşılayacak şekilde olmalıdır. Yine bu aşamada da detaylı bir rapor yazılmaktadır. ( Tasarım Raporu)
Tasarım Aşamasında İncelenmesi Gereken Unsurlar:
·         Değerlendirme araçları,
·         Öğrenme bileşenleri ( öğrenmenin hangi ilkeler doğrultusunda gerçekleşeceğinin, hangi değerlendirme aktiviteleri ile destekleneceğinin, hangi öğrenme modelinin kullanılacağının belirlendiği aşamadır.)
·         Öğretim teknikleri,
·         İçerik,
·         Kullanılacak her bir tasarım öğesinden sahne örnekleri (storyboard),
·         Ders sonunda elde edilmesi planlanan kazanımlar şeklindedir.
Geliştirme (Development)
İlk tasarımı yapılan materyallerin geliştirilme süreci bu aşamada geçmektedir. Tasarım aşamasında yapılan temel tasarım, bu aşamada genişletilerek; öğretim materyallerinin son hali hazırlanmış olur.

Uygulama(Implementation)  ve  Değerlendirme(Evaluation)
Geliştirme aşamasında tasarımı biten materyallerin uygulanma süreci bu aşamada yapılır. Bu aşamada öğrenen kişi materyalleri kullanırken öğretim tasarımcısı da kendisini inceler. Ve materyalin kullanılırlığı, içerikteki eksikleri ya da varsa fazlalıkları, öğrencinin edinmiş olduğu kazanımları gözlemleyebilir. Notlar alır. Değerlendirme aşaması için hazırlamış olduğu çizelgesinde hangi kazanımları ne kadar sürede edindiği gibi detaylı bilgileri not eder.
Uygulama kısmında değerlendirme aşamasının yapılması, materyalin öğretime tam hazır olması için önemlidir.
Değerlendirme aşamasında incelenmesi gereken başlıca unsurlar:
·         Öğretimi değerlendirmede kullanılan teknikler,
·         Öğretim tasarımının ( materyallerin ) değerlendirilmesi,
·         Kazanımların değerlendirilmesi,
·         Bu incelemelere göre yapılması gereken değişiklikler şeklindedir.



Bu aşamalar sırası ile dikkatli bir şekilde tamamlandıktan sonra öğretim materyalinin hazırlanmasında analiz aşamasından değerlendirme aşamasının sonuna kadar kullanılan kaynaklar, yapılan analizler, hazırlanan belgeler tek bir rapor haline getirilir. Final raporu dediğimiz bu rapor, tasarladığımız materyalin hangi ihtiyaçlara, kimlere hangi koşullarda, ne gibi içeriklerle ya da ne tür ilkeler doğrultusunda hazırlandığı gibi unsurlar başta olmak üzere; öğretimin gerektirdiği her ayrıntıyı içermelidir.


KAYNAKÇA


16 Nisan 2016 Cumartesi

Bloom Taksonomisi

Posted by Unknown on 09:35 with 1 comment
Bloom Taksonomisi

Taksonomi, canlıların sınıflandırılması ve bu sınıflandırmada kullanılan kural ve prensipler olarak özetleniyor kısaca. Taksonomi yunanca taksis (düzenleme) ve nomos (yasa) sözcüklerinden türetilmiştir.
 
İlk olarak 1956 yılında Chicago Üniversitesi profesörü, Benjamin Bloom’un ‘Eğitsel Hedeflerin Taksonomisi’ olarak açıkladığı çalışma ile uzun yıllar eğitim sisteminde öğrencilerin algı ve öğrenme yapılarını geliştirerek üst düzeye çıkarılmak üzere yararlanılmıştır.

Bloom öncelikle her öğrencinin algı yapısının farklı olduğunu bilerek okul, kurs gibi toplu eğitim verilen yerlerde bu farklılığın etkilerini en aza düşürmek ve bunu çocuk,aile,toplum için faydalı hale getirmek üzere çalışmalara başlamıştır. Bloom modelini oluşturan temel şey; öğrenciye etki eden kişisel algılama farklılıklarını kontrol altında tutarak öğretimin niteliğinin kontrol edilebilmesidir. Bu model ek çaba ve zaman ile her öğrencinin verilmek istenilen bilgiye ulaşmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Bunun içinde 3 temel değişken vardır;öğrenci nitelikleri,öğretim hizmetinin niteliği,öğrenme ürünleri.

Öğrenmenin birçok tanımı vardır ancak temel anlamıyla öğrenmek; deneyimler,eğitim ve öğretim sonucu davranışta meydana gelen kalıcı değişiklik olarak tanımlanabilir. Her insanın algı biçimi,öğrenme stili kendi içerisinde farklılık gösterir. Kimimiz okuyarak öğrenirken kimimiz deneyimleyerek çözerek öğreniriz. Aynı zamanda zeki bir insanla,normal bir insanın da öğrenme şeklinin farklı olduğu görülür. Yaşla da farklılık gösteren öğrenme şekilleri her bireyin algı düzeyinin ve şeklinin farklı olduğunu göstermeye yetiyor.

Bloom taksonomisi de öğrenmenin birden fazla çeşidi olduğunu söyler ve eğitim aktivitelerinin üç alanını şöyle belirler;

1. Bilişsel taksonomi yani zihinsel aktiviteler
2. Duygusal alan yani duygusal ve tavırlardaki aktiviteler
3. Psikomotor yani fiziksel aktiviteler

Bloom Taksonomisinin amacını anladığımıza göre şimdi içeriği hakkında detaylara değinmeliyiz. Sırasıyla eğitim aktivitelerini ele alalım;

1. BİLİŞSEL TAKSONOMİ
Bu taksonomi çeşidi bilgi ve zihinsel becerilerin gelişimini içerir. Bloom’a göre öğrencilerin düşünme seviyeleri en basitten en karışığa doğru altı seviyeden oluşmaktadır.

Bilgi : Önceden edinilen bilginin hatırlanması ve tanımlanması yani geri çağırınım olarak adlandırılabilir.
Kavrama : Yorumlama,başka sözcüklerle tanımlama,diğer biçimdeki malzeme ve materyallere dönüştürme ,problem yorumu olarak özetlenebilir.
Uygulama : Önceden edinilen bir bilgiyi yeni koşullarda kullanabilmek olarak özetlenebilir.Matematik problemlerini bu kategoride ele alabiliriz.
Analiz : Elde olan verilerden mantıklı çıkarımlar yaparak çözmek,sonuç odaklı inceleme işlemi yapmak olarak özetlenebilir.
Sentez : Parçaları birleştirerek bütüne ulaşmak olarak adlandırılabilir.
Değerlendirme : Sorgulama diyebiliriz kısaca,bir bilgiyi doğru kriterleri seçerek sorgulamak.

2. DUYGUSAL TAKSONOMİ
Bu alanı değerlendirirken hislerin,tavırların,motivasyon ve heyecan gibi duygusal halleri içerdiğini bilmeliyiz.

Bu alanın sınıflandırılması da şu şekilde oluyor; alma olgusu,olguya cevapvermek, değerlendirmek, organizasyon ve karakterize etmek.

Alma Olgusu : Seçicilikte dikkat, farkındalık.
Olguya cevap vermek : Edinilen bilgiye dair sorulara yanıt vermek,cevaplamada itaat.
Değerlendirmek : Sosyal çevrede varlığını planlarıyla gösterir, sonuca ulaşmak için plan yapar,başlatır,sürdürür,takip eder
Organizasyon : Değerleri karşılaştırma,değerlendirme ve sentez yapmak
Karakterize etmek : Grup çalışmalarında başarılı,bağımsız çalışmada güven duyan tavırda,davranışlarını kontrol eder.

3. PSİKOMOTOR ALAN
Algı : Kısaca bir adım sonrasını tahmin etme olarak adlandırabiliriz ya da adım-sonuç ilişkisini kurabilmek
Yerleştirmek : Üretme sürecinin adımlarını sırasıyla belirler, hareket etmeye hazırlık denebilir.
Güdümlü yanıt : Pratik yapmak, deneyimlemek olarak özetlenebilir.
Mekanizma : Yeni öğrenilecek olan bilgiyi ve beceriyi kavramada ara safha olarak adlandırılır.
Karmaşık açık cevap : Edinmiş olduğu bilgilerle yeni bilgileri harmanlayarak otomatik performansla direk hareket etmek.
İcat etme : Edinmiş olduğu verilerle yeni verilere ulaşmak.

Yeni Bloom Taksonomisi
Yeni taksonomi, orijinal halindeki mantık üzerine kurulmuştur ve gerçekleştirilen değişimler ise şunlardır:

Orijinal taksonominin oluşturulduğu yıllarda pek bilinmeyen “biliş üstü bilgi” kavramı bilgi basamağına eklenerek, taksonominin tek boyutlu yapısının iki boyutlu hale dönüşmesi sağlanmıştır. Bu, revize edilmiş taksonomideki en önemli değişimdir.
Orijinal taksonomide yer alan “bilgi” basamağı “hatırlama” olarak revize edilip, taksonomi isim formdan fiil forma dönüşmüştür.
Kavrama basamağı anlama, analiz basamağı çözümleme olarak adlandırılmıştır. Uygulama basamağı ise aynı konumunda kalmıştır.
Sentez yapmanın değerlendirme yapmaktan daha zor olacağı fikrinin yaygın olarak kabul edilmesi nedeniyle, sentez basamağının yeri değerlendirme ile yer değiştirmiştir. Ayrıca, üst düzey düşünme süreçlerini daha çok vurgulayan yaratma kavramı en üst basamakta yer almıştır.

Neden Yenilendi?
Taksonominin ortaya çıkış yılı olan 1956 yılından bugüne her alanda pek çok değişiklik ve yenilik gerçekleşti. Bu değişim ve yeniliklerin “eğitim” kavramını etkilemesi de kaçınılmazdı. Bugün eğitimciler “öğretme ve öğrenmenin” düşünmekten daha fazlasını içerdiği kabul ediyor. Bloom Taksonomisi; üst düzey bilişsel bilgileri tam olarak ifade edememesi, güncel bazı meselelerin taksonomi ile bağdaştırılamaması ve değerlendirme basamağında ortaya çıkan güçlükler gibi nedenlerden ötürü Anderson ve Krathwohl önderliğinde bir çalışma grubu tarafından revize edildi ve günün ihtiyaçlarına cevap veren bir hale getirildi.

Bloom Dijital Taksonomisi
Günümüzde teknoloji her alanda olduğu gibi eğitimde de çok büyük bir yere sahip. Birçok teknolojik uygulama öğrenciler tarafından aktif olarak kullanılmaktır. Buradan yola çıkan Andrew Churches Bloom’un belirlediği bireyin düşünme seviyelerine uygun eğitsel uygulamaları bir araya getirmiş ve bunlara ise Bloom’un Dijital Taksonomisi adını vermiştir. Bu çalışmanın en iyi yanı teknolojinin etkili bir şekilde kullanılmasına olanak sağlamasıdır. Çünkü etkili bir kullanım için kullanılan teknolojinin öğrencinin seviyesine uygun olması gerekmektedir. Öretmenler bu çalışmadan yararlanarak kendi öğrencilerinin seviyelerine uygun teknolojik uygulamaları seçip kullanabilirler veya öğrencilerine tavsiye edebilirler. Bu uygulamalarla ilgili geniş bilgiye aşağıdaki kaynaktan ulaşabilirsiniz.

KAYNAKÇA




9 Nisan 2016 Cumartesi

Kavram Türleri

Posted by Unknown on 11:21 with No comments
Kavram

Kavram, bir nesnenin zihindeki tasarımıdır. Terim ise, kavramın dille ifade edilmesidir. Kavramı hayalden ayırmak gerekir. Hayal özel nesnelerle ilgilidir, belli bir nesnenin belli bir andaki tasarımıdır. Kavram ise geneldir. Örneğin, insan hayali belli bir durumdaki insanı görür gibi zihinde canlandırmadır. İnsan kavramı ise bir sınıfı ifade eder. İçine birçok bireyler girer.

Somut:
Somut (concrete) kavram, tek bir nesneye işaret eden, başka bir şeye bağlı olmadan kendi başına var olan bir şeyin kavramıdır. Kitap kavramı somut bir kavramdır. Bu somut kavram tek bir nesneyi işaret ederken, başka bir şeye ihtiyaç duymadan kendi başına var olan bir kavramdır.
Örnek: taş, kalem, su, kitap, toprak, ateş, ev, çanta, araba, masa

Soyut:
Var oluşunu başka bir şeye borçlu olan ve ancak düşünmede ve zihinde bir başka şeyle ilişki içinde, nesne ya da nesnelerin niteliği olarak düşünülen şeyin kavramı soyut (abstract) kavram olarak kabul edilmiştir. Soyut kavram, tek tek nesneleri değil, bu nesnelerin ilişkisinden ortaya çıkan genel niteliği işaret eder.
Örnek: akıl, kuşku, ülkü, özlem, sevgi, adalet, dürüstlük, vicdan, cesaret, kişilik

Nesnel Kavramlar:
İnsanların  kendi çevrelerinde bulunan fiziksel varlık ya da nesneleri sınıflandırmada kullanılan kavramlardır(Araba, Pizza vb.).

İlişkisel Kavramlar:
Nesnel kavramlar arasındaki ilişkiyi betimlemek ve çoğunlukla sözel bilgilerden oluşan  önermelere verilen isimdir (Kuvvet: itme, çekme, ivme, sürtünme).

Üst, Alt ve Bağlantılı Kavramlar:
Kavramlar kendi içlerinde aşamalı bir yapıya sahiptir ve aslında bir kavram birçok şeyin ortak adı olabilmekle beraber kendisi de başka kavramların parçası olabilir.

·         Kavram yapılanması içinde en tepede olan ve en geniş kapsamlılığı gösteren kavrama üst kavram adı verilir.
·         Üst kavramların küçük bir bölümünü ya da özel parçasını oluşturan bir alt düzey kavramlara da alt kavram adı verilir.

Kendiliğinden ve Kendiliğinden Olmayan Kavramlar:
Kavramları oluşumuna göre iki kategoriye ayıran Piaget (1964) çocukların düşüme özelliklerini doğrudan yansıtan kavramlara kendiliğinde oluşan kavramlar adını vermiştir. Küçük çocukların kediye “miyav”, köpeğe “hav hav ” ismini takmalarını bu kavramlara verdikleri etiketler olarak göstermektedir.

          Çocukların, genellikle yetişkinlerin istediği doğrultuda sergilediği düşünme biçimini gösteren kavramlara da kendiliğinden olmayan kavramlar adı verilmektedir.

Günlük ve Bilimsel Kavramlar:
Kavramların oluşumunu doğal ve eğitsel bağlamda ele alan Vygostky (1994) kavramları günlük ve bilimsel olarak sınıflamaktadır. Buna göre günlük kavramlar, günlük bağlamda gelişen, çocukların okul dışında yetişkinler ile etkileşimi sonucu oluşan kavramlardır. Bu kavramlar çocuğun kendi kafasında biçimlenir, başkaları tarafından amaçlı biçimde öğretilmez.

          Buna karşın bilimsel kavramlar ise belirli bir bilim dalıyla ilişkili olarak okulda öğretilir.  Bu kavramlar; uygun biçimde tanımlanır, sistematik yönden aşamalı bir yapı içindedir, mantıksal düzenleme içinde sunulur ve sözel olarak kapsamlı biçimde tanımlanabilir.

KAYNAKÇA




2 Nisan 2016 Cumartesi

BÖTE Kavram Haritası

Posted by Unknown on 11:31 with No comments
Merhaba arkadaşlar, bu yayında sizlere BÖTE bölümü ile ilgili kavram haritası paylaşacağım.

26 Mart 2016 Cumartesi

Öğrenme Stilleri

Posted by Unknown on 07:15 with No comments
"Öğrenme Stilleri" kavramı, ilk defa Amerika'da Rita Dunn tarafından 1960'lı yıllarda ortaya atıldı. Amacı, her insanın farklı şekilde öğrendiğini ortaya koymaktı. Daha sonraki yıllarda birçok akademisyen tarafından öğrenme stilleri üzerine çeşitli teoriler geliştirildi. Yurt dışında 1990'lı yıllardan itibaren okullara uygulama ve araştırma alanı olarak girmeye başladı. Bu konu ile ilgili şu anda 300 üniversitede yapılan 800'ü aşkın araştırma mevcuttur.
Çağımızın bilgi çağı olması ve öğrenmede kazanılması gereken bilgi, beceri, tutum ve davranışların gün geçtikçe artması, bireyin etkin öğrenmeyi bilmesini zorunlu hale getirmektedir.
Eğer bireylerin öğrenme stillerinin ne olduğu belirlenirse, bu bireylerin nasıl öğrenebileceği ve onlara yönelik nasıl bir öğretim planlanacağı da daha kolay bir biçimde kestirilebilir.
Öğrenme Stilleri her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanmasıdır.
Öğrenme stillerimiz doğuştan var olan karakteristik özelliğimizdir. Yaşamımızın her anında ve her boyutunda davranışlarımızı etkiler. Yürürken, yatarken, otururken, konuşurken, oynarken, yazarken bizi etkiler ve bu özelliğimize göre bu eylemleri yaparız.
Üç çeşit öğrenme stili vardır: görsel, işitsel, dokunsal. Çoğunlukla biri ağırlıklı olmak üzere her üç öğrenme stiline de sahip olabiliriz.

Görsel

Görseller özel yaşantılarında genellikle düzenli ve titizdirler. Dağınık bir masada ders çalışamazlar, önce masayı kendilerine göre düzenlerler, daha sonra çalışmaya başlarlar. Çantaları, dolapları her zaman düzenlidir. Tam olarak öğrenebilmeleri için dersin mutlaka görsel malzemelerle desteklenmesi gerekir. Harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlarla kolay öğrenirler ve bu araçlarla öğrendiklerini kolay hatırlarlar .Bilgi ve kavramları sembol ve resimlere dönüştürmeleri anlamalarını ve bellekte tutmalarını kolaylaştırır. Bir şey düşünürken gözleri yukarı doğru bakar.



İşitsel
İşitseller, ses ve müziğe duyarlıdırlar. Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı severler. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. Bu nedenle sınıfta son derece aktiftirler. Bir şey düşünürken kulak hizasına doğru bakarlar Bir bilgiyi hatırlama istediklerinde genellikle o bilgiyi aktaran kişinin anlatım tarzını veya daha önce bireysel olarak yaptıkları sesli tekrarı hatırlamaya çalışırlar.




Dokunsal
Kinestetikler oldukça hareketlidirler. Sınıfta yerlerinde duramaz, sürekli hareket etmek isterler. Bu hareketlilik, uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problem çıkarırlar. Dersin anlatılması veya görsel malzemeler ile zenginleştirilmesi, kinestetik öğrencinin öğrenmesine beklenen ölçüde katkı sağlamaz. Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanacakları, yaparak- yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması gerekir. Düşünürken aşağı doğru bakarlar, dağınıktırlar. Yeni bir şey öğrenirken hareket ederek öğrenmeyi tercih ederler.

KAYNAKÇA