26 Mart 2016 Cumartesi

Öğrenme Stilleri

Posted by Unknown on 07:15 with No comments
"Öğrenme Stilleri" kavramı, ilk defa Amerika'da Rita Dunn tarafından 1960'lı yıllarda ortaya atıldı. Amacı, her insanın farklı şekilde öğrendiğini ortaya koymaktı. Daha sonraki yıllarda birçok akademisyen tarafından öğrenme stilleri üzerine çeşitli teoriler geliştirildi. Yurt dışında 1990'lı yıllardan itibaren okullara uygulama ve araştırma alanı olarak girmeye başladı. Bu konu ile ilgili şu anda 300 üniversitede yapılan 800'ü aşkın araştırma mevcuttur.
Çağımızın bilgi çağı olması ve öğrenmede kazanılması gereken bilgi, beceri, tutum ve davranışların gün geçtikçe artması, bireyin etkin öğrenmeyi bilmesini zorunlu hale getirmektedir.
Eğer bireylerin öğrenme stillerinin ne olduğu belirlenirse, bu bireylerin nasıl öğrenebileceği ve onlara yönelik nasıl bir öğretim planlanacağı da daha kolay bir biçimde kestirilebilir.
Öğrenme Stilleri her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanmasıdır.
Öğrenme stillerimiz doğuştan var olan karakteristik özelliğimizdir. Yaşamımızın her anında ve her boyutunda davranışlarımızı etkiler. Yürürken, yatarken, otururken, konuşurken, oynarken, yazarken bizi etkiler ve bu özelliğimize göre bu eylemleri yaparız.
Üç çeşit öğrenme stili vardır: görsel, işitsel, dokunsal. Çoğunlukla biri ağırlıklı olmak üzere her üç öğrenme stiline de sahip olabiliriz.

Görsel

Görseller özel yaşantılarında genellikle düzenli ve titizdirler. Dağınık bir masada ders çalışamazlar, önce masayı kendilerine göre düzenlerler, daha sonra çalışmaya başlarlar. Çantaları, dolapları her zaman düzenlidir. Tam olarak öğrenebilmeleri için dersin mutlaka görsel malzemelerle desteklenmesi gerekir. Harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlarla kolay öğrenirler ve bu araçlarla öğrendiklerini kolay hatırlarlar .Bilgi ve kavramları sembol ve resimlere dönüştürmeleri anlamalarını ve bellekte tutmalarını kolaylaştırır. Bir şey düşünürken gözleri yukarı doğru bakar.



İşitsel
İşitseller, ses ve müziğe duyarlıdırlar. Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı severler. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. Bu nedenle sınıfta son derece aktiftirler. Bir şey düşünürken kulak hizasına doğru bakarlar Bir bilgiyi hatırlama istediklerinde genellikle o bilgiyi aktaran kişinin anlatım tarzını veya daha önce bireysel olarak yaptıkları sesli tekrarı hatırlamaya çalışırlar.




Dokunsal
Kinestetikler oldukça hareketlidirler. Sınıfta yerlerinde duramaz, sürekli hareket etmek isterler. Bu hareketlilik, uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problem çıkarırlar. Dersin anlatılması veya görsel malzemeler ile zenginleştirilmesi, kinestetik öğrencinin öğrenmesine beklenen ölçüde katkı sağlamaz. Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanacakları, yaparak- yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması gerekir. Düşünürken aşağı doğru bakarlar, dağınıktırlar. Yeni bir şey öğrenirken hareket ederek öğrenmeyi tercih ederler.

KAYNAKÇA


0 yorum:

Yorum Gönder